© 2006 Alancuma   -   web tasarım: k@di®ing

ALANCUMA KÖYÜ
Google
Web Alancuma
. .

Çerkesler

 

Batı Kafkas Sıradağları'nın eteklerinde ve Terek ile Kuban nehirleri yataklarına kadar uzanan bayır ve vadilerde oturan kavimdir.

Türkiye'de ise Kuzey Kafkasya kökenli insanlara verilen addır. Bazen Çerkez olarak yazılsa da doğrusu Çerkes'tir.

Çerkeslerin ne zaman Kafkasya'ya geldikleri tam olarak bilinmemekle birlikte eldeki bulgular Çerkes tarihinin M.Ö 6.000 yıllarına kadar uzandığını göstermektedir. Birçok araştırmacı, Tevratta "Hit Oğulları" olarak anılan Hatti'lerin (Hitit öncesi) Çerkeslerin ataları olduğunu söylemektedir. (Örn.: Çerkes boylarından biri olan "Hatko" da "Hatti oğlu" anlamına gelmektedir). Çeşitli gruplar halinde yasayan Çerkes kabilelerinin en önemlileri Abzah veya Abzeh, Bjedug, Şapsığ, Natuhay, Temirgoy, Besleney, Hatukoy, Kabardey'dir.

Çerkeslerin Avrupa'da yaşamış vahşi kavimlerle alakaları olmadığı gibi, Asya'dan gelen Moğollarla da bir ilgileri yoktur. Hiçbir ulusun idaresinde kendi dil ve kültürlerini kaybetmemişlerdir.

 

Tarih

 

Çerkeslerin Kafkasya'daki varlığı MÖ 6000'lere değin dayanır. MÖ 3000'lerde tarım ve hayvancılığın yanı sıra bakırı kullandıkları, seramik eşya ve daha sonra da tunçtan aletler yaptıkları bilinmektedir. Sindo-Moet olarak adlandırılan kavimlerden geldiği kabul edilen Çerkesler, MÖ 6. yy.da Kuzey’de İskitkerle, Karadeniz kıyısında da Yunanlarla komşuydular. İskitler ve Yunanlarla kurulan ilişkiler, ekonomik ve kültürel gelişmenin yanı sıra Çerkes kentleri ve yazısının ortaya çıkmasını sağladı.

MÖ 5. yy.da merkezi Gorgippa (bugün Anapa) olmak üzere Bosporos Krallığı'nın yanı başında kurulan Sind Krallığı, varlığını iki yüzyıl kadar sürdürdükten sonra Bosporos Krallığı'na katıldı. Bosporos Krallığı'nın MÖ 3. yy.da ekonomik ve askeri çöküş sürecine girmesinden yararlanan İskitler'in izleyicisi Sarmatlar MÖ 2. yy.da Kuzey Kafkasya topraklarını ele geçirdiler. Çerkezler, Sarmatlar'ı ancak MS 1. yy.da Maniç ırmağının Kuzey’ine sürmeyi başarabildiler. Sarmatlar'dan sonra 4. ve 5. yy.larda Alanlar ve Hunlar bu bölgeye geldi. Hun saldırıları sonucu kıyı kentleri ve deniz ticareti yok oldu ve Çerkesler verimli toprakalarının hemen hepsini yitirdi.

1220'de Kafkasya'yı istila etmeye başlayan Moğollar Çerkeslerin bir bölümünü ve Alanlar'ın çoğunu yok ettiler. Bunu izleyen Altın Ordu saldırıları sırasında topraklarının büyük bir bölümünü yitiren Çerkesler, buna karşılık Alanlar'ın bazı topraklarını ele geçirdiler. Kuban Irmağı boyunca uzanan bu yeni topraklar üzerinde 14.yy.da Kabardey bölgesi oluştu. Altın Ordu devletinin yıkılmasından sonra daha önce yitirdikleri toprakların bir kısmını geri alan Çerkezler bu kez de Kırım Hanlığı'nın saldırılarına hedef oldular. Kırım Hanlığı'nın Çerkesleri ağır bir vergiye bağlaması Çerkeslerin Rusya'ya yaklaşmasına yol açtı. Bu zorunlu yakınlaşma Rusya'nın Kuzey Kafkasya'yı barışçı bir biçimde kolonileştirmesini de beraberinde getirdi. Çerkes-Rus dostluğu 18. yy.a değin sürdü.

Osmanlı Devleti'nin Rusya ve Avusturya ile girdiği savaşlara son veren 1739 Belgrad Antlaşması ile Kabardey bölgesi bağımsız hale getirildi. Rus yayılmacılığından kaygı duyan Çerkesler, 1768-74 Osmanlı-Rus Savaşı'nda Osmanlı'nın yanında yer aldılar ama savaş Ruslar'in zaferi ve Kabardey bölgesinin ilhak edilmesiyle sonuçlandı. Bu arada Kırım'ı ve Kuban Irmağı'nın Kuzey’indeki Çerkes topraklarını ilhak eden Gürcistan'ı koruma altına alan Ruslar, Mozdok'tan başlayıp Kuban Irmağı'nın Kuzey’inden Karadeniz'e ve Tereke Irmağı’nın Kuzey’inden Hazar Denizi'ne uzanan müstahkem bir hat oluşturdular. Kuzey Kafkasya halkları buna tepki olarak İmam Mansur önderliğinde ayaklandılar ve 1787-91 Osmanlı-Rus Savaşı'nda Osmanlıların yanında savaştılar ama savaş Ruslar'ın Kerç Boğazı'nın denetimini ve Anapa'yı ele geçirmesiyle sonuçlandı.

1829 Edirne Antlaşması ile Osmanlılar Çerkesya üzerindeki (aslında olmayan) haklarından Rusya lehine vazgeçti. 1838'de Çerkezler'in elindeki Soçi ve Tuapse limanlarini ele geçiren Ruslar iç kesimlere doğru yeni kaleler ve karakollar inşa etmeye başladılar. Egemenlik alanı gitgide daralan Çerkesler Ruslar'a karşı mücadeleye giriştiler. Dağıstan ve Çeçenya'da Ruslar'a karşı mücadele eden Şeyh Şamil, Çerkeslerle birleşmek için 1846'da Kabardey bölgesine gitti ama bu birleşme Çerkezlerce kabul görmediı. 1848'de bu kez naibi İmam Muhammed Emin bölgeye gönderildi.1853-55 Kırım Savaşı sırasında Çerkesler Novorssiysk kentini ve Taman Yarımadası'nın bir bölümünü Ruslar'dan geri aldılar. Şeyh Şamil'in 1859'da teslim olmasından sonra Rus Hükümeti Çerkezleri topraklarından çıkarma kararı aldı ve ilk Çerkes sürgünü başladı.

1862'de harekete geçen Ruslar, Çerkes köylerini basıp yakmaya, geri dönüşü olanaksızlaştırmak için de tarlaları tahrip ederek halkı Karadeniz kıyısına doğru sürmeye başladılar. Mayıs 1864'te Ruslar Soçi ve Tuapse kentlerini işgal ettiler. Çerkesya bu tarihten başlayarak Çerkes nüfusundan arındırıldı. Yalnızca kıyıboyu Shapsugh'da küçük bir Çerkes nüfusunun (bugünkü Adigeler) kalmasına izin verildi. Asıl Çerkez nüfusu ise Osmanlı topraklarına sürgün edildi. Gemilere bindirilen Çerkesler, Karadeniz'in Anadolu kıyılarındaki limanlara, İstanbul, İzmit, İzmir, Ege Adaları, Rodos ve Kıbrıs'a çıkarıldı. Bir bölümü de Burgaz, Varna ve Köstence'ye götürülerek Balkanlar'a yerleştirildi. Göç sırasında açlık ve salgın hastalıklar yüzünden 100 binlerce Çerkez öldü. Anadolu'ya göç ettirilen Çerkezler'de yoğun olarak Orta ve Batı Karadeniz, Kuzeybatı, Batğı, İç Batı ve Orta Anadolu'ya yerleştirildiler. Sürgün ve yerleştirme giderleri Osmanlı Hükümeti'nce karşılandı. 1830'da 1 milyonun üzerinde olduğu tahmin edilen Kafkasya'daki Çerkez nüfusu savaşlar ve sürgünden sonra 145 bine düşmüştü.

27 Şubat 1917'de Çerkes halkını anavatanlarından süren Rusya Çarlığı çöktü ve Çar II. Nikola tahttan indirildi. Bundan sonra ilk olarak Kuban ve Terek yönetim birimlerinde temsil edilen Çerkesler özerklik istediler ve Ekim 1917 Devrimi'nden sonra Dağıstan ve Terek'te yaşayan Kuzey Kafkas halklarını temsil etmek üzere 1 Aralık 1917'de Vladikavkaz'da (bugün Orkonikidze) kurulan Terek-Dağıstan Hükümeti’ne katıldılar. Bu hükümetin Sovyetleri tanımayan Kuban ve Don yerel hükümetleriile birlikte oluşturduğu Güneydoğu Birliği'nin yönetimi Mart 1918'de Sovyetlere geçti. Sovyetlere karşı çarpışan general Denikin 1919'da Terek ve Kuban'i ele geçirdiyse de, Sovyetler Mart 1920'de duruma yeniden egemen oldu. Kasım 1920'de Rus SFSC'ye bağlı Dağıstan ve Dağlı ÖSSC kuruldu. Dağlı ÖSSC içinde bir ulusal il (okrug) oluşturan Kabardey Çerkesleri, 1 Eylül 1921'de Dağlı ÖSSC'den ayrılarak Kabardey özerk yönetimbirimini (oblast) kurdular. 1922'de de Kabardey-Balkar, Karaçay Çerkes ve Adigey özerk yönetim birimleri kuruldu. Daha sonra Karadeniz kıyısında Shapsugh Ulusal il (okrug) oluşturuldu. 5 Aralık 1936'da ise bugün Çerkezlerin büyük bir bölümünün yaşadığı Kabardin-Balkar ÖSSC kuruldu.

(VIKIPEDIA)

 

FORUM

RADYO

CHAT

SİTE HARİTASI

KÜNYE